İnce Memed Kitap İncelemesi

   Bugün Yaşar Kemal'in 4 kitaptan oluşan İnce Memed serisinin ilk kitabını, yani İnce Memed 1'i ele alacağım. İnce Memed Yaşar Kemal'in ilk romanıdır. 1955 yılında basılmıştır. Başta İngilizce olmak üzere 40'ın üstünde dünya diline çevrilen roman, salt yurt içinde değil; yurt dışında da oldukça beğenilmiştir. 

   İnce Memed 1 kitabı yazarın Torosları ve Çukurova'yı anlatan geniş betimlemesi ile başlar. Dikenlidüzüdeki beş köyden biri olan Değirmenoluk detaylarıyla tanıtılır. Köyün küçük çocuklarından Memed, (zayıflığı ve inceliğiyle İnce Memed olarak anılmaktadır.) daima köyün ağası Abdi Ağa’nın tarlasını sürmektedir fakat Abdi Ağa durmadan annesine ve kendisine eziyet eder, döver. Memed bu eziyete katlanamayacağını anlayınca her şeyi bırakıp Kesme Köyü’ne gider. O köyde yaşayan ve iyi bir adam olan Süleyman’ın evine gider yardım ister. Memed’in kaçması aslında bütün köyün gerçekleştirmeye cesaret edemediği hayalidir. Memed kış boyu Kesme Köyü’nde kalır. Çobanlık eder. Anasını ve köyünü çok özlemiştir fakat dönmemekte kararlıdır. Bir gün köyden bir tanıdık onu görür ve bunu Memed’in annesi Döne’ye ulaştırır. Ancak haber, köyde kulaktan kulağa yayılır ve çoktandır Memed'i merak eden ve öfkelenen Abdi Ağa bunu öğrenir. Daha sonra Abdi Ağa Süleyman’ın evine gider ve Memed’i sinirle alıp köye geri götürür. O yaz hasadı ince Memed yapar. Abdi Ağa ise kaçtığı için hâlâ öfkeli olduğu Memed'e ceza olsun diye hasadın yalnız dörtte birini verir. O kış Memed ve anası çok sefalet çekerler. Ana oğul aç kalırlar. Komşuların Abdi Ağadan gizleyerek verdikleriyle yarı aç yarı tok kışı geçirmeye çalışırlar.

Zaman akıp da aradan birkaç sene geçtikten sonra Memed arkadaşı Mustafa ile beraber ilk kez kasabaya iner. Kasabadaki hayat Memed’i derinden etkiler. Ağa düzeninin olmadığı, herkesin özgür ve mutlu olduğu bu hayat Memed’i çok etkiler, kendi hayatlarının da böyle olmasını çok istemektedir. Günlerden bir gün Memed, sevgilisi Hatçe’nin Abdi Ağa’nın yeğeni ile evlendiriliceğini duyar. Üstelik bunu zorla yapacaklardır. Memed hemen Hatçe’yi kaçırmak için köye döner ve beraber kaçarlar. Hatçe ile Memed’in kaçtıktan sonra Abdi Ağa deliye döner. O, adamları ve yeğeni onları yakalamak için iz sürücü Topal Ali ile beraber kaçakların izlerini sürerler ve bulurlar. Tam bulundukları an Memed, teslim olur gibi yapıp silahını doğrultur ve Abdi Ağa ile yeğenini vurur. Bu Abdi Ağa'nın insanlara çektirdiği zulümlerin ve sevgilisini başka biriyle zorla evlendirmeye kalkmasının bir cezasıdır Memed için. Ağa’nın yeğenini ölür, Abdi Ağa ise yaralanır fakat kurtulur. Memed Hatçeye geri geleceğini söyleyerek kaçar, Hatçe ise ağanın adamları tarafından yakalanır. Memed’in sığınacak bir yeri olmadığı için dağa çıkarak Deli Durdu denilen bir eşkıyanın çetesine katılır. Deli Durdu'nun yaptığı haksızlık ve insafsızlıkları gören Memed, Deli Durdu’dan ölesiye nefret eder.

Bu esnada Abdi Ağa Hatçe’yi cezalandırmak için onu dövmez, çok daha kötü bir tuzak kurar. Jandarmaları, yeğenini Hatçe’nin öldürdüğüne dair işin içine yalancı şahitler sokarak ikna eder ve Hatçe hapise girer. Bu sırada eşkıyalığa alışan Memed Deli Durdu gibi zulmetmeye dayanamaz. Çeteden iyi arkadaşları Recep Çavuş ve Cabbar ile Deli Durdu’nun çetesinden ayrılır. Bir gün eski köyüne geldiğinde anasının Abdi Ağa tarafından öldürüldüğünü ve Hatçe’nin hapise düştüğünü öğrenir. Ardından intikam için Abdi Ağa’nın peşine düşer.
Bu arada Abdi Ağa başına bela olan bu küçük çocuktan iyice korkmaya başlar. Memed'den kurtulmak  için bir tuzak hazırlar. Memed ise bu sırada Hatçe’yi gizlice ziyaret eder ve bir yolunu bulup onu ve hapishanede tanıştığı kader ortağı Iraz diye bir kadın olan arkadaşını hapishaneden kaçırmayı başarır. Memed köylüleri de Abdi Ağa’ya boyun evmemeleri konusunda cesaretlendirir. O kış köylüler Abdi Ağa’ya hasatlarından bir buğday tanesi bile vermezler.
Tüm olanlar üzerine siniri ve kini had safhaya ulaşmış olan Abdi Ağa, Memed'den kurtulmak için Ankara’ya telgraf çeker ve Memed’in dağda gizlendiği yeri ihbar eder. Jandarmalar Memed’i çok zor bir anında kıstırırlar. Üstelik Hatçe de 9 aylık hamiledir. Aralarında çok ciddi bir çatışma çıkar. Tam bu anda Hatçe doğum yapar. Memed eşi ve çocuğu için teslim olmayı düşünür fakat tam da bu anda Hatçe ona isabet eden bir jandarma kurşunuyla vurulur. Memed neye uğradığını şaşırır. Şok olur, derin bir acı ve üzüntü duyar. Aylardır onun peşinde olan Asım Çavuş onu böyle bir durumdayken tutuklayamayacağını söyler ve askerleriyle geri çekilerek Memed’i kendi haline bırakır. Memed eşinin ölüsü, yenu doğmuş çocuğu ve Iraz kadın ile dağda kalakalmışken çocuğu Hatçe’nin hapishane arkadaşı Iraz alır ve kendi ölen çocuğu yerine koyarak büyütmek üzere Gaziantep’in bir köyüne götürür.
Tüm başına gelen bu felaketlerin Abdi Ağa’dan kaynaklandığını düşünen Memed köye geri gelir ve Abdi Ağa’yı vurur, öldürür. Yıllarca hakkı sömürülmüş, hakir görülmüş, ezilmiş, dövülmüş köylü, tüm o sefil insanlar bu duruma çok sevinirler, bayram ederler. Memed ise atını dağlara doğru sürer ve o günden sonra kimse ondan bir haber alamaz. O gün bu gündür Dikenlidüzü köylüleri, çift koşmadan önce çakırdikenleri ateşe verirler. İşte tam o günlerde Alidağ’ın doruğunda bir top ışık patlar, üç gün üç gece yanar durur.
Yaşar Kemal'in bu romanı, köylünün; küçük insanın ezilmesini, egemen gücün zorbalığını  çok gerçekçi bir şekilde ele almıştır. Anadolu halkının uğradığı haksızlıklar, yaşadıkları hayal kırıklıkları, yaşamlarında özgürlük nedir bilmemeleri sürekli bir sömürge altında yaşamaları çok güçlü bir sosyal tema olmakla beraber sosyalist bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Bir başkaldırı niteliğinde olan roman, haksızlığın, zulmün, insanları aşağılamanın, onların haklarını ve hürriyetlerini gasp etmenin ne kadar kötü ne kadar korkunç bir şey olduğunu ve bunu yapanların mutlaka günün birinde cezalarını çekeceklerini anlatır. Zaten Yaşar Kemal de, “Ben İnce Memedde başkaldırıyı savundum. İnsanoğlunun en büyük değerlerinden birisi, başkaldırıdır. İnsanın doğaya başkaldırışı, insanın insana başkaldırışı, insanın zulme başkaldırışı…” (Kemal 1995: 215) diyerek romanının izleğini ortaya koymuştur. Ben bu haksızlığa uğrayanların yanında olmayı savunan, zulmü şiddetle kınayan bakış açısıyla bezeli serinin dört kitabını da çok beğenerek çok severek okudum. Çünkü insan öğesini; yaşayan, duyguları olan; gülen, ağlayan, acı çeken, ezilen insan öğesinin çok başarılı bir şekilde; olanca çıplaklığıyla ortaya koyulduğunu düşünüyorum. Başarılı tasvirler o coğrafyayı birebir hissetmenize sebep olurken uzun ve çarpıcı diyaloglarla karakterleri derinlemesine tanıyorsunuz. Kitabın genelinde hakim olan yalın ve açık dil de kitaba akıcılık kazandırarak bir çırpıda okunmasını sağlayan bir başka unsur. Bu sebepten İnce Memed kitabını okumadıysanız bir an önce okumalısınız. Yazımı okuduğunuz için teşekkürler. :)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

-Benim Dünyam Film İncelemesi-

Şimdiki Çocuklar Harika Kitap Değerlendirmesi

Fareler ve İnsanlar Kitap İncelemesi